Türkiye’nin En Zengin Avukatı Kimdir? — Felsefi Bir Deneme
Bir filozofun bakışıyla başlayalım: varlıkla zenginlik arasındaki ilişki nedir? Bir birey “en zengin” olarak niteleniyorsa, bu yalnızca maddi bir sıralamadır; ama felsefi olarak anlamamız gereken, “zenginlik nedir?”, “varlık nasıl ölçülür?” ve “hukuk pratiği ile etik nasıl çakışır?” gibi sorulardır. İşte bu sorular ışığında, “Türkiye’nin en zengin avukatı kimdir?” sorusunu etik, epistemoloji ve ontoloji açılarından sorgulayan bir yazı:
Ontolojik Perspektif: Varlığın Ölçüsü ve Hukukçunun Malî Varlığı
Ontoloji, “varlık nedir?” sorusunun peşinden giderken, avukatın zenginliği nasıl varlık mertebesine çıkar? Bir avukatın sermayesi yalnızca banka hesabı, gayrimenkul veya hisse senetleriyle ölçülemez; onun “hukuki sermayesi”, manevi itibarı, müvekkil portföyü, kurumlarla ilişkileri ve meslek içerisindeki nüfusu da bu varlığa dâhil olabilir. Öyleyse, “en zengin avukat”, salt parasal anlamda birinciliği değil; hukuk sahnesindeki etki, epistemik otorite ve etik karşılığı da kapsamalıdır.
Güncel verilere baktığımızda, çeşitli kaynaklarda Gönenç Gürkaynak adı sıkça geçiyor. :contentReference[oaicite:0]{index=0} Gürkaynak’ın birçok büyük uluslararası şirketle çalıştığı, birçok vergide rekortmen olduğu, hukuk bürosunda geniş kadrolar istihdam ettiği bilinir. :contentReference[oaicite:1]{index=1} Ancak bu sıfat, “ontolojik zenginlik” açısından tek başına nihai bir yükseklik teşkil etmez.
Epistemolojik Perspektif: Bilgi, Kanıt ve “En Zengin” Kavramının Bilgesi
Epistemoloji, bilginin sınırlarını ve doğruluk ölçütlerini inceler. Türkiye’nin en zengin avukatı kimdir diye sorduğumuzda elimizde resmi, nesnel bir liste yok. Çünkü gelirler çoğu zaman kamuya açıklanmaz; beyana dayalı vergi verileri sınırlıdır; bazı avukatların gelirleri özel anlaşmalar ve gizlilik nedeniyle görünmez. Bu yüzden “en zengin avukat” tahayyülü, epistemik belirsizliklerle doludur.
Örneğin Gürkaynak’ın yıllık vergi beyanlarına bakıldığında 2019 yılında 30 milyon TL’yi geçen vergi ödediği ifade edilir. :contentReference[oaicite:2]{index=2} Ancak bu, gelirin tamamını göstermez; bazı gelirler yurt dışı kaynaklı ya da dolaylı kurumlarla bağlanmış olabilir. Ayrıca başka avukatlar gelirlerini şeffaf şekilde beyan etmedikleri için “gizli kazançlar” epistemik kör noktalar bırakır.
Dolayısıyla “Türkiye’nin en zengin avukatı kimdir?” sorusuna verilebilecek cevap, bir iddia olarak kalır — güçlü delillerle desteklenen bir hipotez. En güvenilir aday Gönenç Gürkaynak’tır, ama tamamen kesin demek epistemik bir iddialılıktır.
Etik Perspektif: Zenginlik ve Adalet Arasındaki Gerginlik
Bir avukat çok büyük gelirler elde ettiğinde, etik açıdan kritik sorular çıkar ortaya: Bu gelirler nasıl kazanılıyor? Müvekkillerin çıkarları ile hukuk ilkeleri arasında çatışma var mı? Avukat, toplumun alt gelir gruplarına yönelik adalet imkânlarını nasıl etkiler? Zenginlik bir avantajdır; ancak etik yükümlülükleri de beraberinde getirir.
Eğer bir avukat “en zengin” olarak ün kazanırsa, bu statü; onun meslek mensuplarına örnek olma sorumluluğunu da beraberinde getirir. Örneğin, büyük davalar, çok uluslu şirketlerle ilişkiler, uluslararası tahkim süreçleri — bunlar yüksek gelir getirebilir; ama etik ilkeler, adaletin yalnızca parayla satın alınamayacağını hatırlatır. Zenginlik, avukatın kamu vicdanıyla olan ilişkisini sınar: Güç ve etki ile bu denge nasıl korunur?
Öte yandan, zenginlik yalnızca maddi ölçüyle değerlendirilmemeli: sosyal katkı, pro bono işler, hukukun gelişmesine katkı gibi “etik sermaye” unsurları da bu değerlendirmeye dâhil olmalıdır.
“En Zengin Avukat” Söyleminin Sınırları
– Gelir beyanlarının gizliliği, vergi kayıtlarının şeffaf olmayışı, vergi cennetleri aracılığı ile gelirlerin örtülmesi gibi nedenlerle tam kesinlik imkânsızdır.
– Sadece parasal ölçüye indirgemek, avukatın mesleki, entelektüel ve etik sermayesini ihmal eder.
– “En zengin” kavramı, dinamiktir: değerler, kurlar, hukuk piyasası değişkendir; bugün zirvede olan yarın başka biri olabilir.
Dengeli Bir Değerlendirme
Bu çerçevede, dengeli yanıt şöyle olabilir: “Elimizdeki en güçlü işaretler Gönenç Gürkaynak’ın Türkiye’nin en zengin avukatlarından biri olduğunu gösteriyor, ancak bu tanımlama kesin değildir.” Gürkaynak, rekabet ve bilişim hukuku alanında uzmanlığı, uluslararası şirketlerle ilişkileri ve vergi rekortmenliği ile sıkça gündeme gelir. :contentReference[oaicite:3]{index=3} Diğer adaylar arasında İsmail Esin, Ahmet Pekin gibi isimler de çeşitli listelerde yer alır. :contentReference[oaicite:4]{index=4}
Fakat güçlü epistemik bir kuşku vardır: başka avukatlar iç kaynaklı kazançlarını açıklamıyor olabilir; bazıları uluslararası projelerde yer alıyor olabilir; bazıları maddi serveti değil “hukuksal etki” alanında daha büyük olabilir. Bu yüzden “en zengin avukat kimdir?” sorusu, aynı zamanda “zenginlik nedir?” sorusuyla iç içedir.
Sonuç ve Düşünsel Sorular
Türkiye’nin en zengin avukatı sorusu, yüzeyde bir unvan arayışıdır; ama derinlikte ontoloji, epistemoloji ve etik çatışmalarını barındırır. Kısaca: varlık, bilgi ve değer üçgeninde bu soruya kesin bir işaret koymak mümkün değildir. En makul aday Gönenç Gürkaynak’tır; ama mutlaklık iddiası taşımaz.
Okuyucuya yöneltmek istediğim düşünsel sorular:
– Zenginlik yalnızca para ile ölçülür mü?
– Bir avukatın mesleki itibarı, müşterileri ve sosyal katkısı “zenginlik” kavramına nasıl dâhil edilir?
– Eğer “en zengin avukat” unvanı geniş ölçüyle spekülatifse, bu tür unvanların toplumsal etkisi nedir?
– Etik açıdan, bir avukatın yüksek gelir elde etmesi adalet arayışıyla nasıl dengelenmelidir?