Osmanlıda candar ne demek?
Candar isminin diğer anlamları: Osmanlı’da er, kılıç ustası, idam kararlarını infaz eden kişi, diri, yaşayan.
Emir-i candar ne demektir?
Farsça can (silah) ve dar (taşıyıcı) kelimelerinden oluşan bir unvandır. Bu emir, sultanın ve sarayın güvenliğinden sorumlu olan candarların emiridir.
Candar görevi nedir?
Candar, geniş yetkilere sahip önemli bir görevliydi. Büyük Selçuklular’da, diğer saray görevlileri gibi candarlar da farklı milletlerden gulamlar arasından seçilen özel askerlerdi ve hükümdarın ve sarayın güvenliğini sağlamaktan sorumluydular. Candarların komutanına “Emir-i Candâr” denirdi.
Emir-i Camedar nedir?
Emir-i Camedar: Padişahın giysilerinden sorumlu görevlidir. Camehane adı verilen bölümde, padişahın giysisini muhafaza eden, giydirip çıkarmasına yardımcı olan ve Hilat olarak teslim edilen eşyalardan sorumlu olan görevlidir. Emir-i Camedara, Arapçada “emîr-i siyâb” olarak da adlandırılırdı.
Candaroğulları Kürt mü?
Başkentleri önce Kastamonu, sonra Sinop olan Candaroğulları/İsfendiyaroğulları da Kürt kökenli olup, Rum Selçukluları’nın çevre beyliklerine mensuptur.
Çandarlı adı nereden gelmiştir?
Cenevizliler tarafından yaptırılan kale, Osmanlı döneminde Sultan II. Murat döneminde tekrar ele geçirilmiş ve kalenin yapımında önemli hizmetleri bulunan Çandarlı Kara Halil Paşa’nın anısına buraya “Çandarlı” ismi verilmiştir.
Emir-i Ahur ne iş yapar?
Saray ahırlarından ve padişahın atlarından sorumlu olan emirdir.
Üstadüddar ne demek?
Bazı Müslüman devletlerde, padişahın sarayının ve mülkünün idaresinden görevli kişi sorumludur.
Şarabdar-ı Has nedir?
“Şarabdar-ı hat”. Padişahın içeceklerinden sorumludurlar.
Candaroğullarına kim son verdi?
İsmail Bey tahta çıkınca, Kızıl Ahmed Bey’in isyanı sonucu beylik sona erdi. Nihayet 1461’de, II. Mehmed’in Trabzon seferinden önce Candaroğulları tamamen Osmanlı İmparatorluğu’na dahil edildi.
Candar açılımı nedir?
Farsça cân (silah) ve dâr (koruyucu) kelimelerinden oluşan candar terimi, Orta Çağ’da kurulan Karahanlılar, Gazneliler, Selçuklular, Harezmşahlar, Eyyubiler ve Memlükler gibi İslam devletlerinin saray teşkilatlarında görülmektedir. Candar, geniş yetkilere sahip önemli bir memurdu.
Emir’i dad nedir?
O. Turan[21], Mezâlim Divam’dan bahsederken Emir-i nan’ı, olağan davalarla ilgilenen “adliye nazırı” olarak tanımlıyor. Aydın Taneri’ye[22] göre, “Emîr Dâd, Şeriat kanunları dışındaki olağan davalarla ilgilenen mahkemenin başkanıdır ve Sultan’ın emir ve buyruklarını tutuklamakla sorumludur.”
Kapucubaşı ne demek?
Kapıcıbaşı, Osmanlı unvanı, saray muhafızlarının şefine veya “baş muhafız”a verilen isimdi. Osmanlı devletinin ilk zamanlarında, sadece bir baş hamal vardı. Zamanla sayıları arttı ve 18. yüzyılda aynı anda yaklaşık 150 baş hamal vardı.
Emir-i Candar ne demek?
Geçmişte bazı İslam devletlerinde hükümdarı ve sarayını korumakla görevli muhafızlar için kullanılan bir terim.
Ulu hacip ne demek?
Karahanlılar’da büyük hacib, saray teşkilatında hükümdardan, tüm devlet teşkilatında ise hükümdar ve vezirden sonra gelen en yüksek görevliydi.
Candarli soyu devam ediyor mu?
Osmanlı Devleti’nin kuruluş ve geçiş dönemlerinde devlet yönetimindeki başarılarıyla tanınan Çandarlı ailesi, Halil Paşa’nın idam edilmesiyle devletteki gücünü yitirdi.
Candar açılımı nedir?
Farsça cân (silah) ve dâr (koruyucu) kelimelerinden oluşan candar terimi, Orta Çağ’da kurulan Karahanlılar, Gazneliler, Selçuklular, Harezmşahlar, Eyyubiler ve Memlükler gibi İslam devletlerinin saray teşkilatlarında görülmektedir. Candar, geniş yetkilere sahip önemli bir memurdu.
Fatih Sultan Mehmet zamanında Çandarlı kimdir?
Çandarlı Halil Paşa (doğum ? – ölüm 10 Temmuz 1453) 1439 ile 1453 yılları arasında Sadrazam olarak görev yapan bir Osmanlı devlet adamıydı. İstanbul’un fethinden hemen sonra, 10 Temmuz 1453’te Fatih Sultan Mehmed tarafından idam edilene kadar 15 yıl boyunca Sadrazam olarak görev yaptı. Osmanlı tarihinde idam edilen ilk Sadrazamdır.
Osmanlıda köle ne demek?
Geçmişte savaşlarda esir alınan veya herhangi bir şekilde satın alınan erkeklere köle, kadınlara ise cariye deniliyordu (Pakalın 1993: 259, 300). Köle ve cariyeler, hürriyetlerine kavuşamamış, bir başkasının hâkimiyeti ve kontrolü altında bulunan, parayla alınıp satılan kişilerdir (Sak 1992: 6).